İnşaat Hukuku

Ülkemizde özelikle son zamanlarda artan inşaat faaliyetlerinin yoğunluğu herkesçe bilinen bir gerçektir. Başta İstanbul olmak üzere birçok şehirde, kentsel dönüşüm olarak bilinen  6306 sayılı AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN’ un çıkarılması ile bu yoğunluk had safhaya çıkmıştır. Buna bağlı olarak da  gerek şahıslar gerekse de firmalar arasında hukuki ihtilafların ortaya çıkması kaçınılmaz bir hal almıştır.

Şahin Hukuk ve Danışmanlık Ofisi olarak, birçok üniversitenin akademik kadrolarıyla koordineli olarak çalışan uzman avukat kadromuz ile inşaat hukuku alanında, hukuki danışmanlık ve dava hizmeti vermekteyiz.

Alanında uzman avukatlar ile çalışan hukuk büromuz;

  1. Genel inşaat, Arsa Payı Karşılığı İnşaat ve Eser Sözleşmelerinin hazırlanması, incelenmesi ve revizesi,
  2. Sözleşme imzalandıktan sonra çıkabilecek her sorunda danışmanlık hizmetini verilmesi,
  3. Sözleşmeler imzalandıktan sonra tarafların yükümlülüklerini ihlal etmesi durumunda yapılması gereken işlemler konusunda tarafların bilgilendirilmesi; gerekli bildirim, uyarıların yapılması;  ihtarname düzenlenmesi; özellikle ayıplı ifa durumunda delil tespiti gibi daha sonradan açılacak olan esas davayı etkileyecek işlemlerin yapılması,
  4. İnşaat hukukunda en önemli husus olan; yüklenicinin işini tam ve eksiksiz olarak teslim ettiğine dair başta kesin teslim ve kesin kabul tutanaklarının ve bilumum tüm tutanakların düzenlenmesi,
  5. İnşaat Hukukunda önem arz eden Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerini hazırlanması ve arsa sahipleriyle imzalatılması aşamasında etkin rol oynanması,
  6. İnşaat Hukukunun idari boyutunu oluşturan, başta idaredeki ruhsat işlemleri ile bilumum idari işlemlerin yapılması ve izinlerin alınması,
  7. İnşaatın süresinde bitirilmemesi, ruhsat süresinin dolması, yıkım kararları ile iş bu süreçte müteahhit ya da malikler tarafından dairelerin ya da arsanın devredilmesi hallerinde tüm hukuki desteğin verilmesi,
  8. Resmi şekle bağlı kalmaksızın noterde yapılmayan ya da noterde yapılmış olmakla birlikte tapuda şerh edilmeyen sözleşmelerden ve özellikle satış vaadi sözleşmesinden  doğan uyuşmazlıkların çözümünde gerekli tüm işlemlerin yapılması,
  9. Taraflar arasında çıkan ihtilafların çözümü için adli ve idari mercilerde dava açılması; adli ve idari mercilere taşınan davaların takibi, davaların Müvekkilin lehine sonuçlandırılması ve dosyadaki tüm işlemlerin eksiksiz ifası,
  10. Sözleşmeden dönme ve sözleşmenin feshi halinde Müvekkilin uhdesinde meydana gelen maddi ve manevi zararların tazmini için dava açılması,
  11. İnşaat Hukukunun cezai boyutunu oluşturan, ruhsata aykırılık dolayısıyla oluşan başta imar kirliliği ve diğer suçlarla alakalı gerek soruşturma gerekse de kovuşturma aşamasında aktif ve etkin savunma yapılması,

Konularında gerekli tüm hizmeti eksiksiz ve layıkıyla yerine getirmektedir.

İnşaat hukukunda karşılıklı sözleşmelerin oluşturulması ve uygulama aşamasında hukuk kurallarına uygunluk daha sonra çıkabilecek ihtilafların muhtemel ölçeği düşünüldüğünde ayrı bir önem taşımaktadır. İnşaat sözleşmelerinin, taşeron sözleşmelerinin ve anahtar teslim sözleşmelerinin hazırlanması dahil müteahhit ve inşaat yapım şirketleri arasındaki her konuda müvekkillerini temsil etmekte olup inşaat yapım aşamasında da sürekli olarak hukuki danışmanlık vermektedir. Konuyla yakın ilgilisi nedeniyle gayrimenkul hukuku ve kamu ihale hukuku alanlarında da hizmet verilmektedir. Özellikle imar mevzuatı çerçevesinde şekillenen inşaat hukuku içerisinde iş sahibi – yüklenici – alt yüklenici, projelendirme, mimarlık -mühendislik, sosyal güvenlik kuralları ve benzerleri gibi pek çok olguyu barındıran bir hukuk dalıdır. Şahin Hukuk ve Danışmanlık Ofisi, “İnşaat Hukuku” kapsamında gayrimenkule bağlı ayıplar ve kira sözleşmeleri başta olmak üzere taraflar arasında çıkan her türlü taşınmaza ilişkin uyuşmazlığın çözümü için dava ve icra hizmetleri de sunmaktadır.

Arabuluculuk

ŞAHİN HUKUK VE DANIŞMANLIK OFİSİ, 22/06/2013 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu  ile hukuk uyuşmazlıklarında alternatif ve hızlı çözüm yolu olarak öngörülen arabuluculuk kurumu kapsamında da müvekkillerine hizmet vermektedir. 

Arabuluculuk ve Arabulucu Nedir?

6325 sayılı Kanun uyarınca, Arabuluculuk, “sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması hâlinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemini” ifade eder. Arabulucu ise, Kanun ile öngörülen arabuluculuk eğitimini tamamlayıp arabuluculuk sınavında öngörülen başarıyı sağladıktan sonra arabuluculuk siciline kaydedilmiş bulunan ve yukarıda tanımlanan arabuluculuk faaliyetini yürüten, hukuk fakültesinden mezun olmuş ve en az 5 yıllık mesleki deneyime sahip gerçek kişidir.

Arabuluculuğun Avantajları Nelerdir?

  • Arabuluculuk, hızlı bir çözüm yoludur.Yargı organları tarafından yürütülen süreçten çok daha kısa süren bir süreçtir.
  • Çözümün daha kısa sürede elde edilmesinin yanında arabuluculuk faaliyeti yargısal çözüme oranla daha az maliyetlidir.
  • Arabuluculukta çözüm müzakereye katılan tarafların elindedirve taraflar menfaatlerine en uygun çözüm önerisinde anlaşırlar. Yargı organları tarafından yürütülen süreçte kararı veren makam taraflardan bağımsız olduğundan sonuç belirsizdir ve taraflardan birinin aleyhinedir. Hâlbuki arabuluculukta, her iki taraf da kendi ölçüsünde kazanmış olur.
  • Yargı organları tarafından yürütülen süreçte kural olarak alenilik esas iken, arabuluculukta gizlilik esastır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü süreci gizli bir şekilde yürütülür.

Hangi Uyuşmazlıklarda Arabulucuya Başvurulabilir?

Yabancılık unsuru taşıyanlar da dâhil olmak üzere, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde arabuluculuğa başvurulması mümkündür. Anılan uyuşmazlıklara, bunlarla sınırlı olmamak üzere, ticari uyuşmazlıklar, sözleşmeden kaynaklı uyuşmazlıklar, boşanmanın mali sonuçları, miras ile ilgili uyuşmazlıklar, kiraya veren-kiracı uyuşmazlıkları, işçi-işveren uyuşmazlıkları, tüketici hukukuna ilişkin uyuşmazlıklar örnek olarak gösterilebilir. Aile içi şiddet iddiasını içeren uyuşmazlıkların arabuluculuğa elverişli olmadığı açıkça düzenlenmiştir.

Arabuluculuk genel itibariyle gönüllülük esasına dayansa da, İş Hukukunda zorunlu arabuluculuk öngörülmüş olup, işçi veya işveren alacağı, tazminatı ve işe iade talepli uyuşmazlıklarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olunması ve uyuşmazlığın arabuluculuk ile çözüme kavuşmamış olması zorunlu hale getirilmiştir.